Abonelik tabanlı mobil uygulamalarda son trendler
Ekim 16, 2023
11 min read
Listen to the episode
Mobil uygulama sektöründen en önemli konuklarla gerçekleştirdiğimiz podcastin yeni bölümüyle karşınızdayız. Bu podcast serisinde mobil uygulamadan para kazanma, abonelikler, reklamlar ve sektörden güncel gelişmeleri uzman konuklarımızla konuşuyoruz.
Bu bölümde konuğumuz madduck ekibinden Dara Hızveren, Bahar Bölükbaşı ve Batuhan Yılmaz oldu. Bölüm boyunca mobil uygulamalarda publishing, LTV, abonelik testleri gibi birçok konuyu konuştuk. Bu sohbette mobil abonelik dünyasına dair başarılı bir şirketten öngörüler bulacaksınız. Hepinize iyi dinlemeler.
Bu bölümü beğendiyseniz abone olun ve daha fazla kişiye ulaşmamız için arkadaşlarınızla paylaşmayı unutmayın.Yeni bölümlerden haberdar olmak için Telegram Topluluğumuza katılın
Altta bu bölümden en ilginç kısımları bulabilirsiniz.
Uygulama yayıncılığına nasıl başladınız? Hikayenizi dinleyebilir miyiz?
Dara: Yayıncılık hayatımıza birkaç abonelik tabanlı uygulama ile başladık. Abonelik uygulamalarındaki fırsatları görerek başladığımız bir app stüdyo tarafımız var. Yayınladığımız uygulamalarda başarı gördükten sonra, tabii ki uygulama yapmak ve bunu geliştirmek maliyetli süreçler. Pazara baktığımız zaman bir sürü geliştirici var ve güzel ürünler geliştiriyorlar gerçekten. Fakat bu geliştiricilerin bazılarının marketing ile alakalı bilgileri sınırlı. Bunun yanı sıra marketing süreçleri ile ilgilenmek yerine ürün geliştirmeye daha çok odaklanıyorlar. Güzel bir ürün geliştirmek kendi başına zorlu bir iş zaten. Ürün geliştirme sürecinin yanında, marketing, App Store Optimization gibi süreçleri de yönetmek çok zor. Bir yandan da finansal bütçenin de buna hazır olması gerekiyor. Bizim development ihtiyacımızı dışarıdan sağlamak ve marketing ile finansal gücümüzü birleştirerek bir publishing tarafını inşa etmeye başladık. Dünyada uygulamalarımızın yayınlandığı ülkeler de artmaya başlayınca analitik tarafta çalışmaya başladık.
Burada app sayısı ve ülke sayısı arttıkça bazı temel sorunlar ortaya çıkıyor. Biz de bunun için kendi içimizde bazı toollar geliştirmeye başladık. App Store Connect’teki derya deniz diyebileceğimiz bir sürü veriler arasından anlamlı veriler çıkarıp bunlardan bir hipotez oluşturmak gerekiyor. Ve bunları bir önem sırasına koymak gerekiyor. Yani örnek veriyorum Amerika’daki retention sorununa mı önce eğilmeliyim, yoksa Fransa’daki app install sayıları ile mi ilgilenmeliyim gibi soruları doğru sormak gerekiyor.
2024 subscription benchmarks and insights
Get your free copy of our latest subscription report to stay ahead in 2024.
Mobil uygulama mağazalarında son zamanlarda ne gibi değişiklikler var?
Dara: Sektörün giderek zorlaştığını görüyoruz. Bizim odağımız oyun dışı abonelik tabanlı uygulamalar. Ve ilk başladığımız süreçten bu güne aboneliklerde çok hızlı bir büyüme görüyoruz. Son hızla aboneliklerin büyümesi de şunu gösteriyor, bir sürü insanın ilgisi aboneliklere odaklanıyor ve bu işe girmeye başlıyorlar. Bizim 5 yıl öncesinde çok uyguna aldığımız kullanıcı edinme maliyetleri hızla yükselmeye devam ediyor. Gerçi şu anda hala güzel başarıları yakalamak mümkün. Doğru zamanda doğru fikirlerle mağazada yer alarak bir anda güzel sıçrama yakalayabilmek mümkün. Sadece gittikçe bir finansal güç ve bu alanda bir deneyim gerektiriyor.
Batuhan: Artık abonelik dünyasında en iyi veriyi nasıl alırım ve en iyi insightları nasıl çıkartırım modeline gelmiş durumdayız. Ayrıca burada şu konuya da değinmemiz gerekiyor, bazı dış etmenler de var. Mesela IDFA ile birlikte kullanıcı hedeflemenin zorlaşması firmaları çok etkiledi. Bu konu küçük geliştiricileri etkilediği gibi büyük firmaları da etkiliyor. Bir anda gelen bu tarz dış etmenlere karşı hızlı aksiyonlar alınması gerektiği için tüm süreçlerde yeniden çalışmalara başlamak gerekiyor.
Bir publisher olarak başarılı bir abonelik uygulamasında baktığınız kritlerler nelerdir?
Bahar: Öncelikle bir uygulamanın onboarding süreçlerinin çok iyi olması gerekiyor. Bir uygulama ne kadar iyi olursa olsun, kullanıcıyı içeri alamıyor ve kullanıcıya ödeme yaptıramıyorsa geçmiş olsun. Bu uygulama ne yazık ki başarılı olamıyor. Ayrıca bedava verilen ve premium özellikler arasındaki denge ve burada kurgulanan süreçler de uygulamanın başarısını etkileyen bir durum. Kullanıcıyı bir şekilde içeri aldık veya deneme döneminde diye düşünelim. Küçük buglar bir şekilde tolere edilebilir durumda oluyor. Ama buglar değer önergesini vermeyei engelleyen bir seviyede ise yine başarısızlık duyuyor. Yani sunulan ürün vadedilen değeri karşılamıyorsa burada bir problem var demek oluyor. Bunun yanı sıra basit ve sezgisel bir UI ve UX’e sahip olması gerekiyor. Kullanımı anlaşır olmayan ve komplike olan uygulamaların benzer sorunlarla karşılaştıklarını ve kullanıcıyı yine baştan kaybettiklerini görüyoruz. Burada sezgisel, kolay anlaşılır ve basit bir arayüzün olması da çok çok kritik.
Diyelim ki kullanıcıyı onboarding ettik ama doğru fiyat sunduk mu? Bunun optimizasyonu ve doğru fiyatlar ile doğru dönüşüm oranlarını yakalamak çok kritik. Doğru bir değer önergesiyle sunulmuş, düzgün fiyatlanan, kolay kullanımı ve arayüzü olan bir uygulama ile sonuçta yüksek bir LTV’ye ulaşmış olacaksınız. Bu da uygulamanın finansal başarısı ve geleceği için çok kritik bir öneme sahip bir unsur. Özellikle bireysel geliştiriciler için uygulamanın finansal geleceği açısından kısa vadeli hedefler belirlemek daha iyi olacaktır. Çünkü uzun vadeli getirisi olan yatırımlar nakit akışını olumsuz yönde etkileyebiliyor.
Bir uygulamayı nasıl fiyatlandırabiliriz?
Batuhan: Bunu tüketici artığı kavramıyla daha iyi açıklayabiliriz. Bu aslında bir kişinin bir şeyi almak için vermeye hazır olduğu rakam ile o ürünün fiyatı arasındaki fark oluyor. Satıcının bu tüketici artığını doğal olarak minimize etmesi gerekiyor. Burada satıcının kişinin vermeye hazır olduğu rakamı biliyor olması lazım. Burada temel strateji şu olmalı, kullanıcı kaç para vermeye hazır? Bu da bizi şu noktaya götürüyor. Bu her kullanıcıda aynı olan bir durum değil. Ülkeye, cinsiyete, yaşa göre bile değişebiliyor. Önce biz benzer kullanıcıları kümeleyip, sonra bu kümeler için ayrı ayrı şu soruyu sormamız gerekiyor, bu küme kaç para vermeye hazır? Bir yandan da mobil uygulama dünyasında value proposition çok değişken olabiliyor. O yüzden o küme içerisinde de ne kadar vermeye hazır olduğu zamana bağlı olarak değişiyor. Bu da bizi şu noktaya götürüyor. Benzer kullanıcıları kümeleyip bu kişilere A/B testi yapmalısınız. Bu testi sürekli yapmak gerekiyor, çünkü kümelerin de zamanla davranışları değişebiliyor. A/B testinden çıkan sonuçları daha geçerli hipotezler bulmak için kullanmak lazım.
LTV bir uygulamanın geleceği için ne kadar önemlidir?
Batuhan: LTV bir kullanıcıdan elde etmeyi beklediğin toplam gelir diyebiliriz kısaca. İki çok önemli metrik var bir kullanıcıdan kaç para kazanıyorum, ikincisi de kullanıcıyı elde etmek için ne kadar harcama yapıyorum. LTV’nin şöyle bir zorluğu var. Geçmişe yönelik bir hesaplama yapmıyoruz. Bugün aldığım kullanıcıdan gelecekte ne kadar kazanacağımın hesabını yapıyoruz. İster istemez bu işin içerisine bir öngörü giriyor.
Hesaplamaya şu şekilde başlıyoruz. Son üç ay içerisinde uygulamaya girmiş kullanıcılar için gerçek bir retention hesaplaması yapıyoruz. Bu hesaplamayı daha kullanılır hale getirmek için kendimizce yaptığımız bazı düzenlemeler var. Bundan sonra tahminleme modeline giriyoruz.
Abonelik gelirini arttırmak için neler önerirsiniz?
Batuhan: Gelirleri arttırmak için bence 2 farklı yönden durumu değerlendirmek gerekiyor. Öncelikle her üründe olduğu gibi value proposition tarafını geliştirmek ve bunu kullanıcıya en iyi şekilde anlatmak önümüze çıkıyor. Üründe bu tarz iyileştirmeler yaptığınızda abonelik geliri olarak dönüşünü almış olacaksınız. Bu noktada kullanıcıdan sürekli feedback almak ve bu dönüşlere göre düzenli olarak UI UX tarafında A/B testler yapmak gerekiyor. Diğer yandan abonelik gelirini nasıl maksimize edebilirim konusu var. Yine az önce söylediğim gibi benzer kullanıcıları kümeleyerek paywall ve fiyat testleri, farklı paket süreleri gibi bazı testler yapmak gerekiyor.